Londra’da iki tür restoran müşterisi vardır: Önceden menüye bakanlar ve iç mekânların görsellerini saatlerce inceleyenler. Eğer siz de ikinci gruptansanız, 2025’in en estetik restoranlarını içeren bu liste tam size göre. Bu mekanlar sadece damak zevkinize değil, göz zevkinize de hitap ediyor.
1. Wildflowers – Belgravia
Belgravia’nın tarihi Newson’s Yard bölgesinde yer alan Wildflowers, eski bir kereste deposundan Londra’nın en şık restoranlarından birine dönüşmüş. Laura Hart ve Studio Found imzası taşıyan dekorasyonda pastel tonlar, dokulu duvarlar ve her köşeye serpiştirilmiş taze kır çiçekleri göze çarpıyor. Şef Aaron Potter’ın açık mutfağı ise mekâna hem şeffaflık hem de sıcaklık katıyor. Menüde Akdeniz esintili zarif ve mevsimsel tabaklar sizi bekliyor.
Adres: Newson’s Yard, 57 Pimlico Rd, London SW1W 8NE
2. Bacchanalia – Mayfair
Richard Caring’in vizyonu ve Martin Brudnizki’nin estetik dehasıyla hayat bulan Bacchanalia, Yunan mitolojisinden sahneler ve modern sanatı aynı çatı altında buluşturuyor. Damien Hirst’in tek boynuzlu at ve Bacchus heykelleriyle çevrili salon, adeta yaşayan bir müze gibi. Kadınlar tuvaleti ise Hesperides Bahçesi’ni anlatan freskleriyle başlı başına bir sanat galerisi.
Adres: 1-3 Mount St, London W1K 3NB
3. Bar Douro – Finsbury Square
Londra’nın göbeğinde, Portekiz’in sahil kasabalarını anımsatan Bar Douro, mavi-beyaz azulejo çinileri ve taş fırın havasındaki açık mutfağıyla öne çıkıyor. Max Graham’ın ailesinin şarap üreticiliği geçmişi, menüdeki şarap seçimlerine zarafet katıyor. Patatesler, karidesler ve her bir tabak hem göze hem damağa hitap ediyor.
Adres: Unit 3, 1 Finsbury Ave, London EC2M 2PF
4. Tattu – Tottenham Court Road
Joyce Wang Studio’nun imzasını taşıyan Tattu, geleneksel Çin estetiğini ultra modern detaylarla yeniden yorumluyor. Asansörden çıkar çıkmaz loş ışıklandırmalar, Ming vazoları, sarkıt lambalar ve kiraz çiçeği ağaçları sizi bambaşka bir dünyaya davet ediyor. İç mekânda her detay, Instagram’da paylaşmaya değer.
Adres: The Now Building Rooftop, Denmark St, London WC2H 0LA
5. Sessions Art Club – Clerkenwell
Eskiden 18. yüzyıldan kalma bir mahkeme salonu olan bina, şimdi sanatla iç içe bir gastronomi mabedi. Charles Dickens’ın bile zamanında ziyaret ettiği bu mekân, geçmişin ihtişamını günümüz sofistike zevkleriyle buluşturuyor. Tavan yüksekliği, kadife koltuklar ve tarihi detaylarla süslenen iç mekân; adeta bir film seti gibi.
Adres: 24 Clerkenwell Grn, London EC1R 0NA
6. Sketch – Mayfair
Photo:TripAdvisor
Christian Dior’un moda atölyesi ve Suffragette hareketinin karargâhı olarak geçmişe sahip Sketch, şimdilerde çağdaş sanatın ve tasarımın buluştuğu bir lezzet sahnesi. Her odası farklı bir atmosfer sunuyor; The Gallery’nin sarıya dönen ikonik duvarları bu yılın en cesur dönüşümlerinden biri.
Adres: 9 Conduit St, London W1S 2XG
7. The Red Room – Mayfair
Kadife kırmızı perdeleri araladığınızda, sizi kırmızı tonlarında kadın sanatçılara ait eserlerle bezenmiş bir sanat barı karşılar. Bryan O’Sullivan’ın tasarımı, pembe oniks barı ve mermer şöminesiyle iç tasarım tutkunlarına hitap ediyor.
Adres: The Connaught, Carlos Pl, London W1K 2AL
8. Beaverbrook Town House – Chelsea
Ekose zeminler, nane yeşili duvarlar ve 19. yüzyıl Japon baskıları bir arada. Nicola Harding’in imzasını taşıyan iç mekân tasarımıyla Chelsea’nin en çok konuşulan yerlerinden biri.
Adres: 115-116 Sloane St, London SW1X 9PJ
9. Ave Mario – Covent Garden
3.500 şişelik barı, çizgili duvarları ve Papa’nın terliğinden esinlenen kırmızısıyla Ave Mario, sahne tasarımını andıran bir İtalyan rüyası. Studio Kiki’nin bu çarpıcı atmosferi sosyal medya fenomenlerinin uğrak noktası.
Adres: 15 Henrietta St, London WC2E 8QG
10. Ottolenghi Chelsea
Pastel turuncu duvarları ve geri dönüştürülmüş tuğla zeminleriyle dikkat çeken bu şube, Akdeniz sadeliğini modern mimariyle buluşturuyor. Brunch ve sade tasarım tutkunları için birebir.
Adres: 261 Pavilion Rd, London SW1X 0BP
11. Maison Francois – St James’s
Photo:TripAdvisor
Bofill ilhamlı çizgilerle Fransız brasserie zarafeti.
Terrakota kemerler, silindirik avizeler ve geometrik sadelik; Maison Francois, Wes Anderson atmosferini sevenler için tam bir görsel şölen.
Adres: 34 Duke St, St. James’s, London SW1Y 6DF
12. Silo – Hackney Wick
Sıfır atık felsefesiyle sürdürülebilir şıklık.
Dünyanın ilk sıfır atık restoranı olan Silo, iç mekânında geri dönüştürülmüş malzemelerle fark yaratıyor. Geri dönüştürülmüş plastik masalar, deri paneller ve cam şişelerden yapılmış ışıklar ile çevre dostu şıklık sunuyor.
Adres: Unit 7 Queen’s Yard, London E9 5EN
13. Spring – Temple
Gauze kumaşlar, porselen yapraklar ve şiirsel ışık.
Somerset House içinde yer alan Spring, bulut gibi avizeleri, uçuşan kumaşları ve Valeria Nascimento’nun porselen yapraklarıyla hem estetik hem romantik bir deneyim sunuyor.
Adres: Somerset House, Lancaster Pl, London WC2R 1LA
